Stretching exercises - Fitness couple outside doing stretches exercise. Fit woman and man doing hamstring leg stretching training in summer. Beautiful multiracial couple.

Halk arasında kurdeşen olarak bilenen ürtiker alerjik deri döküntüsü olarak tanımlanabilir. Ürtiker akut ve kronik olarak ikiye ayrılır. Altı haftaya kadar devam eden ürtikere akut; 6 haftayı geçenlere ise kronik ürtiker adı verilir. Ancak yıllar içinde zaman zaman akut ataklar da ortaya çıkabilmektedir.

Sınırları belirgin, pembe-kırmızı, kabarık,kaşıntılı, 24 saatte kaybolan ödemli papül ve plaklarla seyreden alerjik bir hastalık. Ürtiker Hipokrat zamanından beri bilinmektedir. Bu terimin dokunulduğunda kızarıklık ve kaşıntıya neden olan, ısırgan otu “urtica ureus” un bir türevi olduğu kabul edilmektedir. Ürtiker kaşıntı, kızarma, kabarma ve kaybolma bulgularıyla seyreden papül ve plaklarla karakterize hastalıktır. Anjiödemli veya anjioödemsiz, insanlar hayatlarının bir evresinde, %15-25 oranında ürtiker atağı geçirme ihtimali taşımaktadır. %30 vaka kronikleşir. Bütün ırkları ve cinsleri etkiler. Akut ürtiker genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde gözlenirken, kronik ürtiker yetişkinleri ve özellikle de kadınları daha sık etkilemektedir.

Belirtileri
Ürtiker 24 saat içinde; kaşınır, kızarır, kabarır, kaybolur. Ürtiker papülü (eritem-ödem) epidermis ve papiller dermise yerleşir. Anjioödemde dermisin alt kısmı ve subkutis tutulur.

Ürtikerde deri belirtileri, vücudun her yerinde görülebilen kırmızı, sert kabarıklıklardır. Büyüklükleri çok değişkendir, 1-2 mm veya geniş alanları kaplayan plaklar şeklinde olabilir. Kabarıklıklar çoğunlukla kaşıntılıdır, kaşıntı geceleri artar. Klinik tablo akşamları ve adet döneminde şiddetlenebilir. Nadiren de olsa üzerlerinde su toplamaları görülebilir. Lezyonlar genellikle hiç iz bırakmadan 24 saat içinde kaybolur.

* Etrafı kızarık ortası soluk yüzeysel kaşıntılı cilt döküntüsü
* 2 mm'den 30 cm'ye kadar ulaşan kaşıntılı kabarıklık.
* Aniden başlayan ateşle birlikte kaşıntı.

Tipleri

1. Akut ürtiker
Akut ürtikerlerin % 50'sinde neden bulunamayabilir. İlaçlar, gıdalar, gıda katkı maddeleri, implantlar, kontakt alerjenler (temas yolu ile alınan)ve inhalan alerjenler (solunum yolu ile alınan) sorumlu olabilir. Reaksiyon dakikalar içinde gelişir.

Akut ürtikerin nedenleri

* Enfeksiyonlar
* İlaç ve diğer kimyasal maddeler
* Besinler (çerezler, yumurta, balık ve diğer deniz ürünleri, süt, çilek)
* Böcek sokmaları (arı, örümcek, böcekler)
* İlkbahar polenleri (çiçek polenleri, kavak polenleri)

2. Kronik ürtiker
Ürtiker belirtilerinin 6 haftadan fazla devam ettiği durumlara kronik ürtiker adı verilir. Kronik ürtikere neden olan faktör nadiren saptanmakla birlikte, tetikleyici ajanlar araştırılır.

Kronik ürtikerin nedenleri
Nedeni zor bulunmakla birlikte,

* Stres, basınç değişiklikleri, soğuk hava, güneş ve bazı egzersizler
* Diğer bazı cilt hastalıkları veya cilt dışı sistemik hastalıklar
* Ailevi/kalıtsal hastalıklar
* Alerjiye yol açan maddenin sürekli alınması

Tanı
Tüm ürtiker tiplerinde klinik tanı yöntemleri aynıdır. Eğer kırmızı, ödemli döküntüler görülemezse, hasta öyküsü tanıya yardım eder.
Döküntülerin süresi, sistemik (genel vücudu etkileyen) şikayetlerin varlığı ve olası etyolojik faktörler araştırılır.
Tam kan sayımı, hemogram, eritrosit sedimantasyon hızı, tiroid fonksiyon testleri, kan biyokimyası, kompleman düzeyleri, serum immunoglobulinleri, serum proteinleri ve elektroforez, otoantikorlar, total IgE ve RAST gibi ürtiker tanısında çeşitli testler uygulanabilmektedir. Ayrıca deri testleri ve infeksiyon odağı araştırması da yapılabilir. Tedaviye dirençli olgularda ise biyopsi alınması söz konusu olabilmektedir.
Fiziksel uyarılar, basınç, sıcak, soğuk, su, güneş ışınları olabilir. Hepsinin saptanması için özel testler mevcuttur ancak risk taşıdığından mutlaka tam donanımlı bir hastanede yapılmalıdırlar.

Tedavi

Tedavi aşamasında hastaya önce hastalığı ile ilgili detaylı bilgi verilmelidir. Tedavide ilk sırayı H1 antihistaminikler almaktadır.
Tedavide başarılı olmanın koşulları; hasta ile konuşarak nedene yönelik sorgulama, iyi bir hasta-hekim ilişkisi ve iyi bir izlemdir.

Anjioödem

  • Anjioödem, lokalize olarak derinin veya üst hava ve gastrointestinal yolun geçici ödemidir.
  • Ödem parmakla basıldığında çukurlaşmaz.
  • Renk değişikliği yoktur. Fakat hafif eritematöz görünüm olabilir.
  • Vücudun herhangi bir yerinde görülebilir.
  • Ancak daha çok derinin esnek olduğu, yüz ve genital bölge gibi alanlarda görülür.
  • Anjioödem acil ve hayati tehlike olabilecek bir durumdur.
  • Tanı konulamaması tedavinin gecikmesine ve üst hava yolunda görülmesi durumunda da ölümcül olabilmektedir.

Klinik

  • Anjioödemlerin yaklaşık %10′u tek başına görülmektedir.
  • Çoğunlukla anjioödeme ürtiker eşlik eder.
  • Bu durum tanı ve tedavide önemlidir.

Dermografizm

Dermografizm kaşıntı ile seyreden ve kaşınan bölgelerde kısa bir süre sonra kaybolan, çizgisel kabarıklıklarla giden bir hastalıktır. Bir ürtiker yani kurdeşen çeşididir. Toplumun %5 inde görülür. Genellikle psikolojik stres sonrasında aniden ortaya çıkar ve uzun yıllar devam edebilir.
Kişinin vücudunun herhangi bir bölgesinde önce kaşıntı başlar, kişi bu bölgeleri kaşıdığında tırnak izlerine uyan alanlarda kabarıklıklar meydana gelir, kaşıntı gittikçe yayılır ve yaygın kızarıklıklar oluşur. Yüz, boyun, kollar, bacaklar gibi herhangi bir bölgede oluşabilir. Sıcak banyo, havluyla sert bir şekilde kurulanma, kişinin üzerindeki kıyafetleri değiştirmesi sırasında veya sürtünmeye yol açabilecek herhangi bir durumda tetiklenebilir. Kaşıntı ve kabarıklıklar genellikle bir saat içinde hafifler.
Bazı kişilerde gıda ve ilaç allerjileri, ev tozu ve evcil hayvan allerjileri, bağırsak parazitleri, tiroid hastalıkları, midede Helicobacter pylori bakterisi bulunması da dermografizme sebep olabilir. Hastada ataklar halinde gelen kaşıntı nöbetleri ve arkasından gelen kabarmalar, özellikle sosyal ortamlarda sıkıntı yaratabilir.
Tedavisinde antihistaminik grubu ilaçlar veya lökotrien antagonistleri kullanılır. Psikolojik yatıştırıcılar da eklenebilir. Bu ilaçlar en az 3 ay süreyle kullanılır ve yine 3 ay gibi uzun bir sürede dozları gittikçe azaltılarak kesilir.
Bu arada hastanın turşu, acı, baharatlı gıda ve kuruyemiş tüketmemesi önerilir. Kaşıntıyı tetikleyebilecek ilaçları varsa kesilir. Aspirin, ağrı kesiciler, tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları, bitkisel takviyeler, vitamin hapları da dahil olmak üzere tüm ilaçlar tetikleyici olabileceği için hasta kendisini takip eden dermatoloji uzmanını bu konuda bilgilendirmelidir.

Basınç Ürtikeri
Basınç yada titreşim uygulandıktan 4-5 saat sonra şişme, eritem ve ağrı veya yanma gibi semptomlar başlar. Basınç ürtikerleri tipik olarak basınç uygulanan cilt bölgesinde ortaya çıkmak6tadır. Bu bölgeler; elbise beli veya sutyen askılarının altı gibi sıkı giysilerin temas bölgesi, yürüyüş veya ayakta durma sonrası ayak tabanları, oturduktan sonra kalçalarda ortaya çıkar.

Soğuk Ürtikeri
Soğuk ürtikerin semptomları bölgesel veya sistemik olabilir ve herhangi bir yaşta görülebilir. Hasta soğuk suya dalmışsa ani düşük tansiyon gelişebilir (yoğun mediyatör salımına bağlı). Bu hastalık edinilmiş veya ailesel soğuk ürtikeri olarak sınıflanabilir.
Edinilmiş ürtiker daha sık olup bir böcek sokması, viral enfeksiyon, ilaç reaksiyonu veya doğum sonrasında gelişebilir. Tanı hastanın öyküsüne dayanarak konulur. Buna ek olarak buz testinin olması tanıyı doğrular. Buz testi; ön kol üzerine bir buz kalıbının 5-10 dakika süreyle uygulanmasını takiben 2 dakika içinde kaşıntı varlığının değerlendirilmesi, buzun altında kalan ciltte ödem veya kızarıklık varlığı araştırılması daha sonra cildin 5-10 dakika içinde tekrar eski ısısına döndürülmesidir.

Kolijernik Ürtiker

Kolijernik ürtiker, ciltte meydana gelen bir tür ödemli ve kaşıntılı rahatsızlık olarak bilinir. Halk arasında kurdeşen olarak da ifade edilmektedir. Kolijernik ürtikerin biçimi ve boyutları değişik şekillerde olabilmektedir. Kızamık gibi yüzlerce kırmızı nokta gibi olabileceği gibi, bir kaç santimetre çapında geniş benekler olarak da kendisini göstermektedir. Kolijernik ürtiker genellik vücudun ağız çevresi, göz çevresi, eller, ayaklar ve genital bölge çevresinde görülmektedir. Normal durumlarda hemen müdahale edildiğinde bu rahatsızlıktan bir kaç içerisinde kurtulmak mümkün olmaktadır. Ancak; belirtiler tekrardan geri geliyorsa bu durumda akut bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır.

Kolijernik Ürtiker Nasıl Oluşur?

Kolijernik ürtiker, mast hücresi adı verilen etkin bir yapının vücutta -özellikle deri altında- bulunan dokularda aktif olduklarında histamin adı verilen bir kimyasal madde salgılarlar ve bu sayede bulundukları yerlerdeki kılcal damarların genişlemesine neden olurlar. Bu genişleme sonucunda da deride belirli bir kızarıklık ve kabarma meydana gelir. Bu kabarcıklar içi su dolu olan kabarcıkların aksine sert yapılı ve daha çok şişkinlik şeklindedir. Eğer bu duruma erken şekilde müdahale edilmezse mast hücreleri ciltteki daha alt tabakalara da etki ederek daha ağır sonuçlara neden olabilmektedir.

Kolijernik ürtiker, vücut dışından alınan gıdalar ya da ilaçlar nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Gerek gıdaların gerekse ilaçların içerisindeki maddeler vücuda girdikten sonra bazı bağışıklık sistemlerinde alerjik etkiler ortaya çıkarabilmektedir. Bu alerjik etkiyle birlikte vücutta bulunan mast hücreleri de harekete geçebilmektedir. Bu durum da beraberinde kolijernik ürtiker rahatsızlığını ortaya çıkarmaktadır.

Strofulus

Strofulus deri üzerinde ödemli papüller özellikleri gösteren bir çeşit hastalıktır. En fazla 1-3 yaş arasındaki çocukların kol ve bacaklarında iğne başından mercimek büyüklüğüne değin, soluk pembe renkte ve sert kıvamda sivilceler biçiminde meydana gelir. Kaşıntıdan dolayı tahriş olan papüller daha sonra iltihaplanabilir. Hastalığın sebebi henüz maalesef bilinmemekte, diatezik olarak kabul görmektedir. Yani yumurta, çikolata gibi maddelerin hastalığın başlamasında etkili olduğu ileri sürülmektedir. Tedavide esas, bu gibi kişilerin kendilerine dokunan gıdalardan özellikle kaçınmaları gerekmektedir. Ayrıca deriyi temiz tutmak, sulu patlar sürmek, antihistaminik adı verilen ilaçlar, kortizon ve kalsiyum vermek gereklidir.

Gebeliğin Polimorfik Erüpsiyonu

Gebeliğin pruritik ürtikeryal papül ve plakları “pruritic urticarial papules and plaques of pregnancy (PUPPP)”, gebeliğin toksik eritemi, geç başlangıçlı gebelik prurigosu olarak da adlandırılır. Gebeliğin polimorfik erüpsiyonu, strialarda yoğunlaşan, şiddetli kaşıntılı eritemli papül, plak ve ürtikeryal lezyonlar ile karakterize selim bir gebelik dermatozudur. Sıklıkla primiparlarda ve üçüncü trimesterde nadiren erken postpartum dönemde görülür ve sonraki gebeliklerde genellikle tekrarlamaz.

Görülme sıklığı yaklaşık 1/130 ile 1/300 arasında değişmektedir. Çoğul gebeliklerde (%13) daha sık görülür. Çoğul gebelik ve maternal aşırı kilo alımı ile ilişkilidir. Gebeliğin polimorfik erüpsiyonunun etyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte, üzerinde en çok durulan görüş, abdominal duvarın aşırı gerilmesi ve bunun sonucu olarak bağ dokusunda ortaya çıkan hasarın immunolojik cevabı tetiklediğidir. Şiddetli kaşıntının anneye verdiği sıkıntı dışında prognoz son derece iyidir. Hastalık süresi genellikle 6 haftayı aşmaz ve kendiliğinden iyileşir.

Erken doğumun hastalık süresini etkilemediği düşünülmektedir. Daha sonraki hamileliklerde, oral kontraseptif kullanımı sırasında ve mensturasyon ile genellikle tekrar etmez. Klinik özellikler tanı koymada en önemli bulgulardır. Normal gebelerden farklı bir laboratuvar bulgusu ve hormonal değişliklik bulunmamaktadır.

TOP